Sirkadiyen ritim konseptinden bahsettiğimizde gün ilerledikçe vücudunuzun uyarılma seviyeleri, metabolizma, kalp atış hızı ve vücut sıcaklığı gibi önemli biyolojik fonksiyonlarında değişiklikler olduğunu söylemiştik. Bu günlük değişiklikler bireyler için doğru olsa da, değişimlerin meydana gelme zamanları kişiden kişiye değişmektedir.
Araştırmacılar insanların tercih ettikleri uyku ve uyanıklık şablonlarına göre kronotiplere ayrılabileceklerini öne sürmüşlerdir. Araştırmacıların Avrupalı yetişkinlere binlerce soru sorduğu bir araştırma düşünün (sorular, “Ne zaman yatmaya gidersiniz?”, “Uykuya dalmanız ne kadar sürer?” gibi sorulardır). Katılımcıların işe gitmek için kalkmaları gerekmeyen günlerde en sık verilen cevap gece yarısından hemen sonra yatmak ve sabah 8:20’de uyanmak olmuştur (Roenneberg ve ark., 2007). Sizin kendi tercihleriniz bu normlara uyuyor mu? Eğer daha önce yatıyor ve uyanıyorsanız gündüz insanı olabilirsiniz. Eğer alışkanlığınız gece yarısından sonra yatmak şeklinde ise, akşam insanı olabilirsiniz. Normdan ne kadar uzaksanız, o kadar bu türlerin içerisinde sayılırsınız. İnsanlar yetişkinliğe girdikçe, tercihleri sabah insanı olma yönünde değişiklik göstermektedir. Büyükanne ve babalarınız genelde genç torunlarından daha daha erken uyanırlar. Fakat bu genel değişikliğe karşın, bireysel farklılıklar sabit kalıyor gibi görünmektedir. Gençken daha akşam insanı olan kişiler ileride de diğer yetişkinlere göre daha geç kalkmaktadırlar. Şimdi kronotiplerin neden önemli olduğuna bakalım.
Araştırmacılar sirkadiyen ritimlerin insanların en yüksek performanslarını yaşayacakları zamanları belirlediğini ortaya koymuşlardır (Blatter & Cajochen, 2007). Sirkadiyen ritimlerin bu etkisi göz önüne alındığında farklı kronotiplere sahip insanlar günü farklı zamanlarında en yüksek performansı göstermektedirler. Bu kural hem fiziksel hem de bilişsel görevler için geçerlidir. Örneğin, futbol oyuncuları test edildikleri saatlere göre sporla ilgili becerilerinde farklılıklar göstermişlerdir (Reilly ve ark., 2007). Performans farklılıkların çoğu sıcaklık değişikliklerinin sirkadiyen şablonlarıyla korelasyon içermektedir.
Kronotiplerin bilişsel etkilerini belgelemek için bir grup araştırmacı 11 ila 14 yaş arasında bir grup genci kullanmışlardır (Goldstein ve ark., 2007). Araştırmacılar, açık olarak sabah veya akşam insanı olan 40 katılımcı seçmişlerdir. Gençler, standart zekâ testlerinin (WISC, bkz. Bölüm 9) bir kısmını optimal saatlerinde veya optimal olmayan saatlerde tamamlamışlardır. Örneğin, sabah insanı olan öğrencilerin yarısı teste sabah girerken, diğer yarısı öğlen girmişlerdir. Günün tercih ettikleri saatlerinde test edilen katılımcılar zekâ ölçütlerinde ortalama 6 puan daha yüksek skorlar elde etmişlerdir.
Araştırmacılar aynı zamanda gençlerin ailelerinden ve akrabalarından onların günlük davranışları hakkında da bilgi edinmişlerdir. Bu ölçütlerde, sabah insanı olan öğrenciler sosyal açıdan daha becerikli olarak öne çıkmışlardır. Dikkat problemleri ve agresif davranışları akşam insanı olan arkadaşlarına göre daha azdır. Bu çeşit sonuçlar akşam insanı olan öğrencilerin bir çeşit sosyal jet lag yaşadıkları tezini desteklemektedir (Wittmann ve ark., 2006). Yataktan alarmlarıyla kalktıkları için, kendi kişisel ritimleriyle uygun olmayan saatlerde rutin olarak performans göstermeleri istenmektedir. Bu senkronizasyon eksikliği onların başarılarında ve davranışlarında olumsuz bir etkiye sahiptir.
Peki siz kesin olarak bir sabah insanı musunuz yoksa akşam insanı mı? Bu soruya vereceğiniz cevabı dikkatlice ele alarak okul ve ötesi için günlerinizi planlayın. Eğer güçlü bir kronotipseniz, iş ve eğlence saatlerinizi optimal performans için nasıl düzenleyebileceğinizi düşünün.
Son Yorumlar